9 Kasım 2010 Salı

Hüseyin Amca ile Röportaj.

             Bir kaç gündür Faruk ve Hüseyin amca için yazılanlara son nokta olarak, elime ulaşan Hüseyin amca röportajını da sizlerle paylaşıyorum. E-posta kutumda gördüğümde heycanlanmadım değil. Röportajı hazırlayan Writer kod adlı arkadaşa teşekkürlerimi iletiyorum. Hikayenin öncesiyle ilgili daha fazla link vermeyeceğim, bloğun heryerinde linkler dolu zaten. Bu hikayede nedir diyenler için, bir kaç gün eskilere gitmek yönlendirici olacaktır. 

Faruk’un olayı hazmedemesinden dolayı başvurduğu intikam oyunlarına Hüseyin amcanın ünlü magazin dergisi neyşınıl caoğrafike verdiği röportaj:

 Faruk, genç bir arkadaşımız onu anlamıyor değilim ama onun da bilmesi gerekir ki bana zarar verebilecek birisi değil. Çünkü ben onun için en yakın bakkal olabilirim ama o benim tek müşterim değil. Onun niyeti gerilla taktikleri ile bana zarar vermek  ama şunu bilsin ki beni yıpratması pek mümkün olmayacak. O, içine girdiği  bu savaşta çok uluslu bir otoriteyi gözüne kestirmiş bir sokak serserisi.                       

Faruk, beni tabikide az çok sarsabilir ancak bu, onun dünyasında bir başarı niteliği taşıyabilir. Faruk, evladım yapma seninle bir geçmişimiz var, arkadan hoş olmayan konuşmalar sarfetmen, intikam planları yapman, gereksiz çirkinleşmene gerek yok, bu işten sen zararlı çıkarsın. Seni artık sevmediğimi düşünme, tabiki de seni yine seviyorum ama ben evvelden sana sattıklarımdan elde ettiğim kârla yetinemiyorum diye  beni suçlayamazsın, evet bir alış-veriş ilişkimiz vardı, ama ufuktaki aşırı zam haberleri beni stok yapmak durumunda bıraktı. Her zaman kazandığımdan çok daha fazla kazanacağımı fark ettim, senin normalde ödeğin miktardan elde ettiğim kazanç bir sonraki alım da seni düşündüğüm için pişman olmama neden olacak.

Evet belli düzeyde birbirimizden  kazanç elde ettiğimiz bir geçmişimiz var bunu yalanlayamam, ancak uzun vadeli düşününce bu durumun beni iflasa kadar götüreceğini görmekteyim. Sen sırf alışkanlık yaptığın için bu alışkanlığı değiştirmekte zorlanıyorsun, benim için de zor, kolay mı sanıyorsun; felsefesi müşteri kaybetmektense para kaybetmeyi tercih eden bir esnafın kendisi ile tamamen zıtlaşarak böyle bir karar almasını. Sen değişmedin ve benim değişimimi de whore gördün. Bu benim suçum değil. Ben artık aynı döngüyü yaşamak istemiyorum ve olması gerekeni yaptım, her yeni parti mal alışımda senin alışverişlerindeki birikmiş eksiklerin çirkin yansımasını görmek istememem suç değil...' 

Verdiği demeçte Hüseyin amcanın zaman zaman gerildiğini belirtebiliriz ancak genel anlamda tutumu bilindik bakkal amca babaçlığı maskesi ile sürmüştür.Benim yorumum olarak çok samimi olduğunuda belirtmeliyim. Suçludan daha çok mağdur ve aynı zamanda mağrur bir duruşu vardı. Hüseyin amca sahip olduğu müşteri ve toptancı profillerini iyice sentezlemiş gerçek anlamda bilge bir kişilik. Hüseyin amcanın konuşmayı noktalaması şu şekilde olmuştur;


'Faruk evine geri dön, seni çok seviyorum, yapma bak herkes özledi seni demiyeceğim sana. Faruk, sen bana zarar veremezsin, beni sen var etmedin ki  sen yok edesin, ben yılların esnafıyım. Sen ancak içinde bulunduğun ve artık var olmayan bize(bakkal-müşteri) zarar verebilirsin. Sana tavsiyem bu dediklerimi bir nasihat olarak değilde eski bir arkadaş tavsiyesi olarak gör ve hayatına devam et, yeni bir bakkalmı bulursun ne yaparsın bilmem ama aynı hataları tekrar yapmamak için kendini de geliştir. Sen de suçlu değilsin zaman kötü. Büyü Faruk büyü sonuna kadar yürü.'

Hüseyin amca röportaj esnasında bizi ofisinde ağırlamış çay ikram etmiştir. Ayrılırken de sakız vermeyi ihmal etmemiştir. Oluşturmamızda katkı sağladığı bu yazı için kendisine şükranlarımızı iletiriz. Teşekkürler.                                          

 Not: Yayıncı kuruluşun isteği üzerine yazı 2 kat insepte edilmiştir.


2 yorum: