29 Nisan 2012 Pazar

Yarım saat boyunca aralıksız yağan yağmur.

            Yarım saat boyunca aralıksız yağan yağmur sebebiyle mahsur kaldığım köy pastanesinde başlıyor hikaye. Kapının önündeki tentenin altında sigaramı içerken bardaktan boşalırcasına yağmaya devam ediyor yağmur. Öyle böyle yağmak değil bu sefer, gök delinmiş sanki. Yere düşen her damla o hızla yerden zıylayıp yüzüme gözüme çarpıyor. Hiçbir yere gidememenin verdiği sinirle bir nefes daha alıyorum sigaramdan. Uzaklara dalmış gözüm görmesede, üzerimdeki tenteden gelen sesler doluya dönen yağmurun habercisi. Sanki taş atıyorlar yukarıdan, dan-dun sesler geliyor.

26 Nisan 2012 Perşembe

Hani Amerikan filmlerinde olur ya-2

Hani Amerikan filmlerinde olur ya,

Fonda hafif bir longue müzik çalmakta, lüks bir otelin barında tek başına oturmaktadır.  Otuzlu yaşlarında, saçları jöleli, karizmatik bir kişiliktir. Görev icabı zengin bir iş adamı rolüne bürünmüş, teşkilatın ona verdiği 2 bin dolarlık takım elbiseyi giymiştir. Akşam saatleri, yemeğini yiyen otel sakinleri yavaş yavaş barı doldurmaktadır o sırada. Bayanların gözünden kaçmayacak kadar yakışıklı olmasına rağmen ikiz hayat yaşamayı istemediğinden bekar hayatı sürmeye devam etmektedir.

25 Nisan 2012 Çarşamba

Hani Amerikan filmlerinde olur ya

            Hani Amerikan filmlerinde olur ya,

            Okyonusun kenarında bir şehirde ya da köyde doğmuş, bütün gün Acun mayosuyla dolaşan üçgen vücutlu sörfçü sarışın çocuk. Pick up bir arabası vardır onun ve üzerinde en az bir tane sörf tahtası. Gün daha doğmadan sahile gider dalga bekler, bütün gün sörf yapmaktır işi, eğlencesi. Ders de verir kendinden küçük ya da acemi gençlere, parasını da sörften çıkarır. Sarışın olmasına rağmen, yılın yarısında yarı çıplak dolaşmaktan bronz bir tene sahiptir ama hiç gözükmez mayosunun kenarından hiç yanmamış teni.

7 Nisan 2012 Cumartesi

Kahve Falından Çıkan Hikayemsi..

            Karşımda 10-12 yaşlarında bir çocuk oturuyor, yanındaki muhtemelen annesi ve annesinin arkadaşlarından oluşan bir kalabalık var masada. Kadınlardan kimi kahve içmekte, kimi kahve falı bakmakta. Belli ki sıkılmış durumda çocuk, etrafta dolaşıyor sürekli gözleri. Yan taraflarında bir masada kalıyor gözleri. Yirmili yaşlarının ortasında bir genç oturmakta orada, önünde bilgisayarı, koca masada tek başına oturuyor ve  kaptırmış kendini bilgisayardaki işine. Çocuğun dikkatini çeken, gencin tek başına oturması mı, bilgisayarı mı, kirli sakalı mı, duruşu mu bilemiyorum başta.