2 Ocak 2011 Pazar

Biraz özel olsun istedim.| Yılın ilk yazısı.

Son on gündür bazı sebeplerden dolayı bloğuma ilgisiz kalmış durumdayım. İstatistikler sıfıra doğru ilerlerken içimde en ufak bir endişe bile yok nedense. Bir ay önce böyle bir durum içinde olsam ne yalan söyliyeyim içim burkulurdu biraz. Ee burayla yaşıyordum sonuçta, hayatımın damarlarından biri tıkanmış gibi hissederdim.  Ama şu an herhangi birşey hissetmiyorum açıkcası. Ne kadar etrafımdakiler dalga geçsede, blog kendi kendini kapatıyor belkide. Bunun tam anlamını açıklayamasamda, kısaca şöyle diyebilirim; bazı şeyler, bazı kişiler belirli sebeplerle hayatımıza girer ve amacını yerine getirdiğinde ise, hayatımızdan çıkma zamanı gelir o şeyin yada kişinin. Ben buna inanıyorum. Konuşmak için henüz erken tabi, ama kapanma konusu da bir ihtimal, bunu söylemeden geçemeyeceğim. Ben kapatacağım demiyorum. Bir ay sonra, geçen süre boyunca siteye bir kişi bile girmemiş olması sitenin kapandığı anlamına gelecektir benim için.

Bu konuda birşey yapmayacağımı tekrar belirteyim, çünkü inançlarım doğrultusunda adım atıyorum her zaman. Zamanı geldiğine inandığımda gitmeyide bilirim, gidene de ses çıkarmam. Olması gerekiyordur çünkü. Bazı şeylerin önüne geçmeye çalışmak sadece gelişimi engeller. Takılıp kalmamak lazım.

Yılın ilk yazısı özel birşey olsun istedim. Laf olsun diye birşeyler paylaşmak istemiyorum artık. Olması gerekenlerden bahsetmek istiyorum o yüzden biraz daha. Olması gerektiğini nerden mi biliyorum? Aslında bilmiyorum, ama bu konudaki altıncı hissim beni bugüne kadar hiç yanıltmadı. Ben şansa inanmıyorum, tesadüflere de inanmıyorum. Uzun yıllardır direttiğim bazı düşüncelerim var. Kimseye nedenini anlatamasamda ben onlarla yaşamayı seviyorum. Bunlarda biri de insanın elle tutulur makul bir şeyi istediği zaman elde edememesi, başarıya ulaşamaması konusunda hiçbirşeyin engel olamayacağı konusunda.

Hayatlarımızda ortak küme olan Öss’den örnek vereyim. Bir insan kapasitesi dahilinde koyduğu hedeflerine ulaşmak için bir sene boyunca hazırlanır. Bunun için gerekirse uykusundan kısar, gerekirse yemeğinden ve hayatını ders çalışma odaklı yaşamaya başlar. Aylar geçtikçe sınavlardan alınan puan grafiiği sürekli artış gösterir yapılan fedakarlıklar sayesinde. Yeterince emek verdiği ve kendinden fedakarlık yaptığı sürece hedefine hızla koşacaktır. Eğer senin hedefini kendine hedef olarak seçmiş ve bu konuda herşeyini ortaya koymuş insanlar kadar orayı hakediyorsan hedefine ulaşacaksın demektir.

Ancak bu her zaman böyle olmaz. Bazen geleceğimiz için kafamızda oluşturduğumuz hayaller, hedeflerimiz gerçekleştiği zaman bizim hayalimizdeki gibi olmayacaktır. İşte böyle durumlarda allahın sevgili kuluysanız, ayağınıza bir çelme takılır ve tökezlersiniz. Rakiplerin hedefe ulaşmıştır ancak siz geride kalmışsınızdır. Çünkü özünde yanlış bir hedeftir. Bu yüzden olmaması gerekiyordur ve OLMAZ. Olayları fazla büyütüp, neden olmadı, o kadar uğraştım, haketmiştim diye ağlamak yerine, yeni makul hedefler koyup yoluna devam etmek en doğrusudur durum böyleyse.

Hayatımızdaki herşey en azından ‘bir’ sebepten hayatımıza dahildir. Bu sebeplerin hepsini bilmemiz mümkün değil. Belki tecrübelerimiz sayesinde tahmin edebiliriz. Bunu kimseye açıklamak zorunda değiliz. Kimse bunu anlamak zorunda da değil. Sadece bunu bilmek bile adım atmayı daha anlamlı kılar. Bu sebebe engel olmaya çalışmak anlamsızdır çünkü o şey artık hayatınızdadır ve görevini yerine getirecektir. Zamanı, yeri asla bilemezsiniz. Olay başlamıştır ve illaki sonlanacaktır tabi öğretmesi gereken şeyi,şeyleri  size öğretene kadar. Gitmesi gerektiğinde durdurmaya çalışmakta en az başta duruma direnmek kadar anlamsızdır. Gitmesi gerekiyordur ve gider. Çünkü amacını yerine getirmiş, sebebi,sebepleri bitmiştir. Hiç bir anlamı yoktur artık kalmasının. Sen bu konuda ne hissedersen hisset, ne kadar karşı durursan dur olacaktır.

Hayatta direnilmesi, savaşılması gereken şeyler vardır. Bazı şeylerede kesinlikle umursamazlık penceresinden el sallamak gerek. Yerine göre akışına bırakmak en iyi çözüm olacakken, bazense felaket olacaktır. Yerini ise sen içinde hissedersin, bilirsin...
Daha fazla uzatmaya gerek yok.

İlereyen zamanda tekrar görüşmek üzere, tabi nasipse..

Konu haricinde bir vecize olsun=) “Bazı şeyler kabuklu güzeldir, antep fıstığı gibi.

6 yorum:

  1. guzel bir yazi, fakat o 1 adet imla kural ihlalini duzeltirsen...

    YanıtlaSil
  2. hangisi o hemen düzeltiyim?

    YanıtlaSil
  3. tekrar yerine terkar galiba
    o değilde
    su söze bayıldım sölemeden gitmicem
    "Gitmesi gerekiyordur ve gider. Çünkü amacını yerine getirmiş, sebebi,sebepleri bitmiştir. Hiç bir anlamı yoktur artık kalmasının. Sen bu konuda ne hissedersen hisset, ne kadar karşı durursan dur olacaktır.
    " cok güzel be

    YanıtlaSil
  4. düşüncelerimi özetleyebilmişim o zaman =)teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  5. herkes gider. tıpkı herkesin yalan söylediği gibi. kapatmaz kendini bu blog. geldimi gitme zamanım benimde.çok iyiydi.

    YanıtlaSil
  6. yok senin daha gelmedi, vaktin var.. teşekkür=)

    YanıtlaSil