27 Nisan 2011 Çarşamba

Garip Döngüler

ŞekilA
            Yıllardır dönegelen döngülerimden birinden bahsedeceğim size, belki dünyada ki tek dengesiz ben değilimdir umuduyla. Öncelikle anlatacaklarımdan bu durumdan hoşnut değilmişim gibi birşey çıkarılmasın, tersine gerekli olduğu kanısındayım.


            ŞekilA da görülen değerler tabi ortalama sallamasyon değerler, bir fikir vermesi açısından çizdim. 3-5 günlük 6 7 8 9 değerlerinde değişen ve gene 3-5 günlük benzer değerlerin negatifi. Yazar burda ne anlatmak istiyor? Oraya geliyorum birazdan..


            Çok şükür benim hiç bir derdim yok, tek derdim kendimle dediğim günleri hatırlar mısınız? Bu, hayatın bazı dönemlerinde değişime yada sekteye uğramış olsada genel olarak böyle geldi böyle gidiyor denilebilir. Kendimle olan derdim ne mi benim? Kendimle barışık değil miyim? Bir anlamda değilim tabi ki, başka bir açıdansa bir çok insana göre kendine aşık bir insanım.

            Gelelim kendimle olan derdime ve grafiğin ilk değerlerinden girelim garip döngünün içine;

            Bir anda 5, 6’lardan başlıyor kendimi sevmeler, bilincimin açıldığı ilk zamanlarda tasarladığım olmak istediğim ben’e ne kadar yaklaştığımı farkediyor ve kendimle gurur duyuyorum. Bunun üzerine başardıklarım, bazı şeyler konusunda ne kadar sabırlı durduğum, durabildiğim , bugüne kadar yaptıklarım, aldığım yolda eklenince değmeyin keyfime.

            Ama çok uzun sürmüyor tabi tahmin edeceğiniz gibi sadece bir kaç gün. “Oldum diyen, çok basit olur” mantığı bir anda uyanıyor uykusundan..

            Sonrasında ise -5, -6’ların dönemi başlıyor. Koyduğum hedeflere olan uzaklığım, bugüne kadar yapmayı isteyipte yapamadıklarım, hayalini kurupta suda batıp gidenler, başarısızlıklarım sıralanıyor art arda. Bunun üzerine, üşengeçliğim, uyku düşkünlüğüm ve sabit olamayan geçici azmimi de ekleyin çenesi düşük kezban teyze gibi dert yanmaya başlıyorum kendimden herkese.

            Bu dönemi de canlı atlattıktan sonra bir kaç haftalık bir durgunluk safhası var, şekilde görülebileceği gibi. Bu dönemde yaşananlar bir daha ki ay yaşanacak çilenin ve gururun kaynağı oluyor. Olay sürekli kendini besliyor, hayatın tam da kendi kuralları gibi.

            Neden böyle olduğuna, neden kendimle bu kadar uğraştığıma gelince, lafı fazla uzatmanın hiç bir anlamı yok, çok kısa bir söz yeterli olacaktır;
                     

                             “İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir!”


            Son olarakta bu dengesiz ruh halini, bozuk bir psikoloji olarak tanımlayanlar olacaktır. Belki de literatürde böyledir de bilemeyeceğim. Ama ben insanın kendisinde ve  iç dünyasında gelişimin olabilmesi için bu tür kavgaların olması gerektiği kanısındayım. Bu yazıda durgun dönem olarak adlandırdığım safha uzadığı zamanlarda dünüm bugünümle aynı olduğu hissine kapılıp birşeyleri kurcalamam da garipsenmese gerek.

            Bu sefer fikirden öte biraz kendimi yazayım dedim, bilmem iyi mi ettim. İşte benim dünyam, belki gerekli belki gereksiz. Benim tercihlerim benim yaşam tarzımda budur..


Resim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder