2 Mayıs 2011 Pazartesi

Hayat öyle bir film ki..


Sanatsal filmleri konu dışı tutarak genel film yapılarına bakalım. Filmin başında karakterler tanıtılır, baş roller yan roller konuya ne kadar dahil olacaklarına göre farklı sürelerde gösterilir. Sonra konu gelişmeye başlar, olaylar olur ana karakter üstüne düşeni yapar, mesajını verir izleyenlere. Son olarak da herşey bir sonuca bağlanır, genel olarak mutlu sonla ekibin aktarmak istediği mesaj izleyenin aklına kazırınır.Filmin kalıcı bir film olduğunu düşünerek bunları söylüyorum tabi.

Hayatı bir film gibi ele alırsak, doğmamızla başlıyor çekimler. Ana karakter tabiki biziz kendi hayatımızda. İstisnalar vardır tabi emir altında yaşayan insanlar ya da bazı görev insanları gibi ancak bunları konu dışı tutuyorum. Sonra yan karakterler girer hayatımıza, filmin konusu oturmaya başlar. Ana karakter birşeyler aktarma, bir mesaj verme çabasındadır. Normal şartlarda istediği konuda(mevkide) adım adım ilerleyerek mesajını dünyaya iletir ve yönetmenin kestik demesiyle film biter. İyi ya da kötü biter orası belli olmaz. Çoğu akılda kalmaz, çok azı akıllara kazınır, kimi de kitaplara yazılır.

Şimdi biraz standartların dışına çıkarsak şöyle birşey söz konusu; yönetmenin ne zaman ‘Kestik’ diyeceği belli değil. Ha bugün ha yarın, ne zaman olacacağını kestirmek imkansız. Ölümcül bir hastalığınız olupta gün saymıyorsanız tabi. Böyle bir durumla yaşamak zorunda olanları da istisna olarak tutuyorum.

Yarın yönetmenin sesi kulağınıza geldiği an anlatmak istediklerinizi, vermek istediğiniz mesajı dünyaya verebilmiş olacak mısınız ?  Asıl mesele bu, ya vakit yetmezse ne olacak? Ek süre verilmesi gibi birşey de söz konusu değil.

İnanıyorum ki , yaşadıklarımız boşuna değil.  Yaşananların yazılması ve bunları okumanın başkalarına tecrübe olmadığını kendimden biliyorum. Tabi ki yaşamak en büyük tecrübedir. Ama belki merdivene bir basamak olur düşüncesi hoşuma gitmiyor değil.

Bir hedef kitlem yok, her zaman ortaya konuşuyorum, aslında daha çok kendimle konuşuyorum ama bir gün bir yerlere ulaşır ve belki bir faydası dokunur ihtimali yazmaktan kopamamamın sebeplerinden biri. Amaçsız amaçsız yazıyorum derken böyle şeylerden bahsetmek biraz gülünç olabilir ama her insan gibi içten içe böyle şeyler düşünüyorum sanırsam.

Haydi eyvallah..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder