25 Ekim 2010 Pazartesi

Master plan


Günümüzde holdingler,şirketler 6 aylık, senelik, 5 senelik planlar yapmakta bildiğiniz gibi. Şirketin büyümesi, olası değişiklikler, hedefler, kotalar liste böyle uzar gider. Hastaneler bile artık randevu sistemiyle çalışmakta. Kurumsaldan bireysele indikçe hayatı planlı yaşamaya alışmış, işinde saat başı görüşmeleri olan insanlar vardır. Yerleşmiş ve başarılı olan sistemler her zaman bir plan dahilinde gerçekleşmekte. Düzen olmassa asla başarı olmaz mantığında ilerliyor insanlar. Tabiki mantıklı olanda budur.

Ancak randevular, sözleşmeler, planlar,hedefler ne kadar tutarlı ve mümkün olabiliyor?
Dün gece yarısından sonra açılan bir tartışmada bunun üzerine yoğunlaştık bizde. Fakat bahsettiğimiz şey kurumsal sistemden öte,
insanın kendi sistemiyle alakalıydı. Hepimiz gün içinde 3 de buluşalım, 5 de görüşelim, 6da  evde olurum, yarın gideceğim, haftaya döneceğim tarzında konuşmuyor muyuz? Zaman boyutundan göremez insanoğlu ve buna rağmen hayatı her zaman planlamaya çalışır. Görme engelli bir insanın Picasso’nun resimleri hakkında yorum yapmasından pekde farklı değil aslında bu yapılan. Yani en azından bana öyle geliyor.

Bunların ötesinde insanoğlu girdiği sosyal mücadeleler, göz önünde olabilme arzusu, popular insan olma açlığı vb. Sebeplerden ötürü de bazı planlar yapmakta. Haklı yada haksız yargılamıyorum, bir A planı o tutmadı bir B planı o da olmadı bir C planı diye gider bu muhabbet hepimiz alfabeyi biliyoruz.

Peki kaç kişi gün için de şaşırdığı,yok artık dediği süpriz tesadüfleri* bu planların içine dahil edebilecek kadar taktiksel davranabilir? Ben bu sorunun cevabını hiç kimse olarak veriyorum. Sizler elbette farklı düşünebilirsiniz.

Benim eskiden bir A planım bir de B planım olurdu cebimde. Sonra baktım ki yunan harfleri boşuna kullanılmıyormuş  ve vazgeçtim . Aklımda öyle birşey var ki ne ben anlayabiliyorum ne de bir başkası. Çünkü bizim görebildiğimiz sadece 3 boyut var. Dördüncüsü ise zaman boyutu. İşte bu dördüncü boyut olayı herşeyi darmaduman ediveriyor. Neyse uzatmadan son cümlelerimi söyleyeyim. 

Bizim yaptığımız küçük planlardan öte bazı şeyler olmalı bu hayatta.Hedefler bir yüzyıl ile sınırlandırılmamalı diye düşünüyorum. Işte burden sonrası beni aşıyor. Ben de bunun ismini buldum sonunda ve buna MASTER PLAN diyorum. Bunu ben yapmıyorum. Zaten kendim için hiç bir plan yapmıyorum. Sadece olabilirler var benim için olacaklar değil. Birşeyler olacak ama ne olacak pek bir fikrim yok.  Hepimiz tek bir planın parçasıyız falan filan işte. Böyle ütopik şeyler. Neyse sıkıntımı attım saçmalayarak. Hayde iyi geceler.(Mutluyum yazabiliyorum,çok şükür)

*tesadüflere inanmam bu arada, şansa inanmadığım gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder