7 Mart 2012 Çarşamba

Şarkılar çalıyor aklımda

            Aslında bir süre daha biriktirme kararındaydım fakat bir yıl yazmamanın parmaklarımda kireçlenme yapacağı korkusu sardı içimi, sonra bozdum yeminimi. Kesin kararlar almaktan haz etmiyorum ama çokca deniyorum bunu. Kendime kendimi kanıtlamak gibi bir şey.  İşleyen demir ışıldar atasözüyle de kendimi biraz gazlayınca,  işte yazıyorum.

            Şarkılar çalıyor aklımda;

Drake feat Rihanna- Take Care
I know you’ve been hurt by someone else...
...If you let me here’s what I’ll do
I’ll take care for you...


            Böyle aşklar, böyle kızlar canlanıyor artık aklımda. Bana sıkıntı vermek bir yana bana göz kulak olacak, bana akıl verecek birini istiyor içim. Yaşım geldi herhalde, annem de çaktırmadan yolunu yapmaya başlamış, sarılıp duruyor bir kaç kıza, canım gelinim diye. Tabi evlilikte falan gözüm yok. Tamamen içgüdüsel, hormonal hissettiklerim.  İnsanlar neden evlenir anlamaya başladım ama sanırsam, hayatın yükünü hafifletmek için de; mümkün mü bu zamanda öyle biriyle karşılaşmak. Neyse adetim değildir zaten kovalamak, ben akışındayım her zamanki gibi. Bunlar içimden geçenler, düşündüklerim sadece.

Jessie J- Who You Are
I stare at my reflection in the mirror
Why am I doing to myself
Losing my mind on a tiny error...
...It’s okay not to be okay
Sometimes its’s hard
To follow your heart...

            “Nereye gidersen gidersen git, hep aynı yüzü göreceksin aynalarda” demiştim. Bu yüzden çok seviyorum içinde ‘mirror’ kelimesi geçen şarkıları. Küçük hatalara çok takılıyorum, bu benim karakterimin, beni en zorlayan noktalarından biri. Ama değişecek bir şey değil bu saatten sonra. Yeterince değişti zaten, artık kanın beynime sıçrayışını yavaşlatabiliyorum daha ne olsun. Derin bir nefes almayı öğrendim. Felsefe aynı tabi, mutluluğu arayan kim! yeter ki hayatımda huzur olsun, hala ötesini istemiyorum. Kendime en son ne zaman mutlu oldun diye sormaya gerek bile duymuyorum çünkü cevap çok eskilerde kaldı biliyorum. Kalbimi izlemek mi? işte o ancak şarkılarda kalmış benim için bunu açıkca görüyorum.

Bruno Mars-It Will Rain
If you ever leave me baby
Leave some morphine at my door
Because it would take whole lot of medication
To realize what we used to have,
 we don’t have it anymore...
...Because there will be no sunlight
If I lose you baby..

            Bruno Mars’ı seviyorum, çünkü benim zamanında söylediğim gibi büyük sözler yazıyor şarkılarına. En çok ettiğim dualarımdan biridir “Allah’ım kimseyi gördüğünden geri koyma” , aynısını söylüyor Bruno. Güneş ışığı falan diyor ya, ben zaten boşuna gecelerin adamıyım demiyorum. Bunları neden mi yazıyorum? Oraya da geleceğim..

            Kendisini çok severim dedim, bir kuple daha bir şeyler yazayım:

Bruno Mars- Grenade
...Gave you all I had
And you tossed it in the trash
You tossed it in the trash, you did
To give me all your love is all I ever asked,
Cause what you don't understand is
I'd catch a grenade for you
Throw my hand on a blade for you
I'd jump in front of a train for you
You know I'd do anything for you
I would go through all this pain,
Take a bullet straight through my brain,
Yes, I would die for you, baby
But you won't do the same...

            Hikayeye bak şimdi olacak şey mi ? Çocuk her şeyini vermiş de çöpe atmış kız. Halbuki çocuk neler yapmış(yaparmış); uçmuş,kaçmış el bombası yakalamış, elleriyle bıçaklara, kılıçlara kalkan mı yapmamış, trenin önüne mi atlamamış, olaylar, olaylar. Ama fedakar çocuk da biraz abartmayı seviyor anlaşılan, ben de bu yüzden seviyorum onu zaten. Var ol, sağ ol Bruno.

Christina Perri- Jar Of Hearts
I know i can't take one more step towards your
Cause all that's waiting is regret
And don't you know i'm not your ghost anymore
you lost the love i loved the most
i learned to live half alive...

            Bu kız da klipte yerlerden kalp toplayıp duruyor. Şarkının sözlerini de kensini yazmış helal olsun. Ama diyor ki bir adım daha atsam pişmanlık, o yüzden kitlenmiş kalmış kızcağız. Hayırlısı olsun; yarım yaşamayı da öğrendiysen sıkıntı çekmezsin bu saatten sonra. Bende zorlanmıştım ilk zamanlar; sene 1956.

Adele-Rolling In The Deep
...Could have had it all
Rolling in the deep
You had my heart inside of your hand
But you played it, with a beating...

            Bu Adele de çok içli kız bakmayın soğuk duruşuna. Sadece sesi güzel olsaydı tutmazdı bu şarkılar. Kızın kalbini eline almış çocuk, oynamış durmuş. Yazık etmiş, dibi boylamışlar sonra. Daha başka bir şey yazmaya ne gerek var, olay ortada İngiltere’de sık sık olurmuş böyle şeyler. Gerçi şarkı dünyaca ünlü olduğuna göre, demek dünyada da sıklıkla yaşanan olaylardan.

Eminem feat Rihanna – Love The Way You Lie
...you ever love somebody so much you can barely breathe
when you with him you meet and neither one of you even know what hit him
got that warm fuzzy feeling
yeah them chills used to get him...
... yesterday is over, it’s a different day
sound like broken records playing over
but you promised her next time you’ll show restraint
you don’t get another chance
life is no nintendo game, but you lied again...

            Böyle sevmekten korkmuşumdur hep. Benim hayatımda hiçbir şey dengeli olmadığından, bir gün bir daha seversem böyle şiddet dolu bir aşk olmasından korkarım. Bir de broken records falan diyor ya, işte ben ondan hiç almayayım, alana da mani olmayayım. Aman diyeyim..

Drake-Find Your Love
...I better find your loving
I better find you heart
I bet if I give all my love,
Then nothings gonna tear us apart...

            Bir Drake daha yazıp bitireyim abartmadan.  Sevdiğime böyle şarkılar yazmakta güzel olurdu, işte bu yüzden seviyorum bu adamı, bu yüzden seviyorum yazdığı her kelimeyi.

            Bunları neden mi yazıyorum? Çünkü hissediyorum elimde değil. Gerçekten bunları istiyor muyum, yoksa bahsettiğim gibi hormonal, dönemsel bir şey mi ben de henüz bilmiyorum. Gerçi ne farkeder ki, benim hayatımda her iki türlü de pek bir şey değişecekmiş gibi gözükmüyor. Değişmesini istiyor muyum? İşte bu konuda emin değilim, o yüzden yazıyorum. Bugüne kadar hiç böyle şeyler yazmışlığım yok, bir değişiklik olmuş olur işte. Şu an ilaçlara hassasiyet gösteren beyinciğimin yoğun bir bombardımandan geçtiği bir dönemde bu yazıyı yazıyor olmam da ileride bu yazıyı silmem için bahanesi olsun=) yok,yok. Neyi sildim de bugüne kadar bu yazıyı sileceğim. Neyse hasret giderip epeyce içimi döktükten sonra gitme vakti, ama bir bakayım yazacak bir iki satır bir şey kaldı mı ?

2 yorum:

  1. çok güzel bir yazı olmuş.beğenerek okudum.yazılarını özlemişiz.bekletme bizi böyle.mahrum etme yazılarından.ellerine sağlık...

    YanıtlaSil