25 Haziran 2011 Cumartesi

Dengesizim ben ya..



Kahkahalarla gülerken bazen, haykırarak ağlamak istiyorum halime. Ağlarken gülesim geliyor saçma düşüncelerime.

Sonra büyüyorum ve hiç ağlamıyorum ben. Doktor teşhisi koyuyor 'Göz pınarların kurumuş'. Büyümekten değil sebep..

Bazen çok gitmek istiyorum, ama hiç bilmediğim yerlere. Sonra farkına varıyorum; nereye gidersem gideyim orada ki aynalar da da gene Ben’i göreceğim..

Bir an duruyorum diyorum ki kendi kendime: “Hayat çok kısa”. Başlıyorum koşmaya, sonra “Koşsamda yetişemem” diyor, gene dönüyorum kendime.

Yatıp uyumak istiyorum eskisi gibi saatlerce-neredeyse günün tamamı boyunca-. Uykumdan uyanıp uyanıp tekrar dalıyorum. Anlıyorum ki o uyku haram bana. Kalkıyorum boyuna yazıyorum.

Gecenin bu saati alt komşu balkonda dedikodu yapıyor diye sinirleniyorum-yankı sağolsun sanki yatağımın baş ucunda-, sonra camı sonuna kadar aralayıp, kulak kabartıyorum konuya..

Oturup yazmaktan kaçarken, yazmak için oturduğumda dört köşe oluyorum klavye başında. Bazen kaydetmeden kapatıyorum belgeyi, sırf kendime inad kaçıyorum dengesizliğimden..

Tam derken sağ kefeyi doldurdum dengeye geldi tartı, ufak bir yel bile vursa kopacak gibi oluyor kefenin ipleri.. (olay doldurmakta değil sanırsam)

‘O boşluğu dolduramazsın’ dedikten hemen sonra, bir de bakıyorum ne boşluk var ne de dolduracak bir Ben..(olay bende bitiyor sanırsam)

Canım istemiyor diye adım bile atmadığım günler geride kalıyor derken, bu sefer adım atacak gün kalmıyor derdine düşüp. . .

Artık az da olsa yazabiliyorum diye geçinirken, bir cümleyi bile bitiremeyip adımımı geri atıyorum bazen..

Dengesizim diye başlayıp, ne geliştirebiliyorum, ne de bitire.


2 yorum: