8 Eylül 2012 Cumartesi

Bırakıyorum, akışına..

            Karanlık. Sadece sesler geliyor yakınlardan. Dalga sesleri. Deniz kenarında olmalıyım ama aşağıdan geliyor sesler. Zorluyorum, açamıyorum; sanki göz kapaklarıma tutkal sürülmüş. Rüzgar içimden geçmeye çalışıyor, şiddetli epey. Yosun kokusu geliyor burnuma, kayalıklar olmalı yakınlarda.

            Açılıyor sanki biraz göz kapaklarım. İnce bir çizgi beliriyor gözlerimin önünde, kısık bir şekilde bakıyorum ufuk çizgisine. Başımı eğiyorum seslerin geldiği yere.

            Tahta bir iskelenin kenarındayım, sadece topuklarım basıyor yere. Yüzme bilmiyorum. Neden buradayım? Atlıyorum galiba. Epeyce aşağıda deniz. Zıplıyorum ama ben yapmıyorum. İzleyiciyim sanırsam bugün bedenime.

            Bir ömür sürüyor sanki düşüşüm. Heyecandan nefesimi bile tutamıyorum. Çivileme girerken suyun içine, bomboş ciğerlerim. Nasıl çıkılır su üstüne geri, bilmiyorum. Dalıyorum, dalıyorum, dibe geliyorum.

            Bir an nefes almak için ağzımı açıyorum, refleks ya! Kulaç atmayı bilmiyorum. Bilsem bile enerjim yok. Dibe oturuyorum. Fazla sürmez diye düşünürken, bir ömür daha geçiyor. İskelede hiç insan sesi duymamıştım, kimse de gelmiyor zaten kurtarmaya.

Alacak daha nefesim var ki yukarıda, adrenalin bombası patlıyor içimde. O gazla çekirge gibi zıplayıveriyorum bir anda dipten güç alarak. Aşağısı karanlık, güneş parıldıyor yukarıda.

Galiba oluyor, öğreniyorum yüzmeyi. Son oksijen atomuna kadar kullanıp, yukarı çıkmalı ve kurtarmalıyım kendimi.

Çıkıp ne yapacağım bilemiyorum, ama çıkmam gerek.

Akışına bıraksam, dalga götürür belki beni sahile. Tek yapmam gereken suyun üstünde kalmayı başarmak.

Bırakıyorum, akışına..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder