27 Ocak 2011 Perşembe

Gelme. Sakın!

İçimde ayaz var, gelme sakın üşürsün.
Kafamda onlarca soru, cevap veremiyeceksen
Söz verme eğer tutamayacaksan,
Bakma gözlerime, gün gelipte gözlerimden kaçıracaksan.
Çıkma karşıma, birgün çıkmaz yol olacaksam.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Yaparım demiştim..

Birşeylerin değişme zamanı. Dedim yapmayın etmeyin ama dinletemedim. Bundan sonra etrafıma göstereceğim tavırlardan ötürü kimse alınmasın darılmasın. Biraz eskilere dönüyorum, ben öyleyken dünyam daha güzel. Ne kadar uzak durursanız o kadar az sorun olur aramızda. Geleceği bilemem vazgeçermiyim ama bırakın güzel kalsın eğer tabi güzelse, uğraşmayın benimle..

16 Ocak 2011 Pazar

Diyelim ki ben Yanlışım..[paradoX]

Diyelim ki ben yanlışım. Bu aklıma gelir gelmez, öyle bir paradoksa girdim ki; eğer ben yanlışsam şu an düşündüğümde yanlış demektir. Bir insan hep doğru düşünemez bu mümkün değil. Bir insan hep yanlış düşünebilir mi? Bu da mümkün değil.

Hayat Acımasız Diye..

Hayat acımasız diye ben de acımasız mı olmalıyım? Bu sorunun cevabını her zaman hayır olarak verdim bugüne kadar. Ama bazen öyle şeyler oluyor ki hayatta, diyorusun içinden şeytana uyayım.

15 Ocak 2011 Cumartesi

Zorunda değilim. | Ki ben genede yaptım.

Kimseye düşündüklerim yada yaptıklarım konusunda bir açıklama yapmak zorunda değilim. Kimseye neden yaptığım konusunda bir açıklama da yapmak zorunda değilim. Kimseyi samimiyetime inandırmak zorunda da değilim.

Bir dönemin daha sonuna geldik | Hayat devam ediyor.

Bir eğitim dönemi daha bitti..(Bizim üniversite ve mazerete kalmamış olanlar için)

14 Ocak 2011 Cuma

Hani bazen olur ya | Herşey üstüste gelir

Hani tam herşey yoluna girmişken küçük bir aksilik olur ya tüm keyfini kaçırır.
Umursamamaya çalışsan da huzursuz eder üzer seni.
Sonra tam geçiyor derken bir şey daha çıkar karşına.
Huzursuzluğu acıya dönüştürür, acıyı da umutsuzluğu.
Sonra oluruna bırakırsın, kabullendim dersin.
Bir söz gelir aklına “Herşey üstüste mi gelir arkadaş?”
Kötü şeyler getirme aklına, daha kötüsüde var dersin, şükredersin.
Söylediklerinin ağzından çıktığını farketmezsin o an,

13 Ocak 2011 Perşembe

Kader nedir?


Kader konusunda bu hafta 2 kişiyle konuştum. Tabiki  İslam dininde  inanılması şart kabul edilen Kader inancından bahsediyorum.  Elbette insanlar farklı öğrenip, farklı düşünebiliyorlar bu konuda. Bense burada araştırdığım bir kaç noktayı ve ‘bence’ sini paylaşmak istiyorum. Sağlam bir kaynak olması açısından Diyanetin sitesinde araştırma yaptım. Koyu olarak yazılmış yerler, yazının sonunda belirtilen linkten alıntı yapılmıştır.

10 Ocak 2011 Pazartesi

9 Ocak 2011 Pazar

Hatırlamak laneti aklımın..

Koş Forrest Koooooş!

Koşturur durur insanoğlu. Sebebi değişir duruma göre, bazen kaçmak için koşar, bazen yetişmek için. Bazense sebepsiz, sadece koşar. İçinde ufak bir heyecan koşturur onu. Her ne sebepten olursa olsun, koştururken öyle bir an gelirki; ne yaptığını, neden koştuğunu unutuverir. O an için sadece koşar anlamsız, gereksiz, amaçsız.

Başta bir sebeple çıkmış olsada yola, o an gelince nerde olduğunu bile farkında değildir. Amacını unuttuğundan dolayı sadece koşar o an. Gitmek istediği yerdemi, olması gerektiği yoldamı farkına bile varmaz.

Dur. Koşma. Hele bir soluklan!

Neden koşuyorsun? Acelen niye? Amacın neydi? Nerden çıktın yola, nereye gidiyorsun?

4 Ocak 2011 Salı

Ezel-49.bölüm

İzledenizmi bilemiyorum bu hafta ezeli. İnternette dönen yorumlar şöyle; geçen hafta da yakışıklı Serdarı kovaladılar bu haftada, hiç bişi olmadı dizide. Ee tabi yılbaşı falan derken senaristlerin kafası entrikaya,oyunlara fazla çalışmamış anlaşılan. Ama bu dizide aşkda var. Bu bölüm resmen aşk bölümü olmuş açıkcası. Sürekli kavga, dövüş, oyun olcak hali yok ya, bu bölümde aşkı ön planda tutmuş adamlar. Bence güzel de olmuş. Ama herkesin paçalarından aşk akması gerekirmiydi gerekmezmiydi onu bilemedim. Ben senarist değilim sonuçta. Bundan sonra bu kadar duygusal bir bölüm görmeyeceğimiz ise kesin gibi gözüküyor.

Dizide kaç tane mi aşk var? Nerdeyse oyuncu sayısı kadar.

2 Ocak 2011 Pazar

Biraz özel olsun istedim.| Yılın ilk yazısı.

Son on gündür bazı sebeplerden dolayı bloğuma ilgisiz kalmış durumdayım. İstatistikler sıfıra doğru ilerlerken içimde en ufak bir endişe bile yok nedense. Bir ay önce böyle bir durum içinde olsam ne yalan söyliyeyim içim burkulurdu biraz. Ee burayla yaşıyordum sonuçta, hayatımın damarlarından biri tıkanmış gibi hissederdim.  Ama şu an herhangi birşey hissetmiyorum açıkcası. Ne kadar etrafımdakiler dalga geçsede, blog kendi kendini kapatıyor belkide. Bunun tam anlamını açıklayamasamda, kısaca şöyle diyebilirim; bazı şeyler, bazı kişiler belirli sebeplerle hayatımıza girer ve amacını yerine getirdiğinde ise, hayatımızdan çıkma zamanı gelir o şeyin yada kişinin. Ben buna inanıyorum. Konuşmak için henüz erken tabi, ama kapanma konusu da bir ihtimal, bunu söylemeden geçemeyeceğim. Ben kapatacağım demiyorum. Bir ay sonra, geçen süre boyunca siteye bir kişi bile girmemiş olması sitenin kapandığı anlamına gelecektir benim için.

Bu konuda birşey yapmayacağımı tekrar belirteyim, çünkü inançlarım doğrultusunda adım atıyorum her zaman. Zamanı geldiğine inandığımda gitmeyide bilirim, gidene de ses çıkarmam. Olması gerekiyordur çünkü. Bazı şeylerin önüne geçmeye çalışmak sadece gelişimi engeller. Takılıp kalmamak lazım.